top of page

Beş Şehir/ Ahmet Hamdi TANPINAR

Beş Şehir/ Ahmet Hamdi TANPINAR

Beş Şehir nasıl bir kitap mı? Beş Şehir demek Tanpınar demektir. Soyadı gibi ruhundan taşan bir insanın beş aziz şehre nasıl sindiğini okumak bir ayrıcalık oluyor zamanla. Beş aziz şehir... Ankara'dan başlayan tanıma ve tanışma yolculuğumuzun bir sonraki durağı Erzurum oluyor. Ankara değerli bir ruhun tarihine olan sadakatini gösteriyor ilk başta. Tanpınar daha ilk cümleden milli mücadeleye olan tavrını ruhunu şehre katarak ortaya koyuyor. Okuyucu "Tanpınar kim?" diye merakla başlamışken kitaba, Tanpınar "Ankara kim?" diye soruyor usulca. Biraz kısa tutuyor burayı diğer şehirlerden çünkü bu bir el sıkışmaydı okuyucuyla. Bir "Merhaba!" idi.

Sonra Erzurum geliyor. Şehre önyargısı olan herkesi alaşağı ediyor nazik ruhuyla. "Ben!" diyor Erzurum "Ben bilinmek için burdayım, yaşamak için direnmek vaktidir. Tüm zelzele ve savaşlara rağmen ben buradayım. Tarihim sizindir! Okuyun ve anlayın ve gelirseniz eğer sizi de tarihime katarım."

Bir sonraki durak ise Konya. Konya'nın Tanpınar'ı ve Tanpınar'ın Konya'sı. Konya'yı okurken anlıyorsunuz ki Konya bir düzlük değilmiş. Bir duraklama, bir soluklanma değilmiş Türkiye'nin göbeğinde. Depremsiz bir bölge değilmiş. Ruhundaymış depremleri ve tarihinde. En çok tarihinde.

Ee, artık Bursa'nın vakti geldi. "Bursa'da Zaman" diyor Tanpınar ilk başta okuyucu karşılarken başlığıyla. Diğer şehirlerin başlıkları isimleriyle bütündü. Onlar isimleriyle gür, isimleriyle bütündüler. Ama Bursa öyle değilmiş. Bursa'nın bugünkü nabzı bile geçmişiyle atarmış. Geçmişi yaşatan mimari, geçmişi unutturmayan mimari ama en çok geçmişi kucaklayan bir mimariymiş bu. Geçmiş demek "Tarih" demekmiş bu şehirde.

İstanbul...
Bence bunu ben anlatmasam daha iyi. Okuyun ve gelin siz anlatın yorumlarda. Anlatın ki birlikte anlaşalım İstanbul'da.

Haydin Eyvallah...

Elif Zülal VAROL

  • Instagram
bottom of page